Daha önceki derslerde (örneğin haber türleri, inne vb., kâne vb. gibi konu anlatımlarında) isim cümlesinin mübteda ve haber öğelerinden oluştuğu ve haber öğesinin müfret, isim cümlesi, fiil cümlesi ve şibih cümlesi olarak gelebileceği söylenmiş ve örneklendirilmişti.
üç mef'ûlün bih alan fiiller (haber verme / bildirme fiilleri), faili ve birinci mef'ûlün bih öğesinden sonra isim cümlesinin mübteda ve haber öğelerini, kendisine ikinci mef'ûlün bih ve üçüncü mef'ûlün bih öğesi olarak kullanır.
Örneğin, "haber verdi/bildirdi" anlamına gelen A'LEME fiiliyle, "Müdür, öğrencilere haber verdi" şeklinde bir cümle kuralım. + Daha sonra da "öğretmen, hastadır" isim cümlesini, A'LEME fiilinin ikinci ve üçüncü mef'ûlleri olarak kullanalım.
أَعْلَمَ الْمُدِيرُ الطُّلَّابَ... + الْمُدَرِّسُ مَرِيضٌ.
Müdür, öğrencilere haber verdi (bildirdi) + öğretmen, hastadır.
Bu işlemi yaparken ikinci mef'ûl ve üçüncü mef'ûl olarak ekleyeceğimiz mübteda ve haber öğelerini MANSUP yapmamız gerekiyor. Çünkü mef'ûller, mansûp öğelerdir.
1) أَعْلَمَ الْمُدِيرُ الطُّلَّابَ الْمُدَرِّسَ مَرِيضاً.
2) أَعْلَمْتُ الْأُمِّيَّ الْقِرَاءَةَ مُفِيدَةً.
1) Müdür, öğrencilere, öğretmenin, hasta olduğunu haber verdi (bildirdi).2) أَعْلَمْتُ الْأُمِّيَّ الْقِرَاءَةَ مُفِيدَةً.
2) Ümmîye (okuma yazma bilmeyene), okumanın, faydalı olduğunu anlattım/bildirdim.
Fakat, üçüncü mef'ûl öğesi, gerçekte isim cümlesinin HABER öğesinden dönüşmüş olduğundan, üçüncü mef'ûl öğesi de müfret ve cümle olmak üzere farklı şekillerde gelebilecektir (müfret, isim cümlesi ve fiil cümlesi ve şibih cümlesi). Üçüncü mef'ûl öğesi müfret türünde geldiğinde onun mansûp olduğunu lafzen görmek mümkün. Ama üçüncü mef'ûl öğesi cümle türünden geldiğinde herhangi bir ses değişimi söz konusu olmaz (çünkü C'ler, bir öğeye karşılık geldiklerinde mebni kabul edilirler; mahallen irap edilirler).
Aşağıdaki cümlelerde üçüncü mef'ûlün bih öğesinin nasıl geldiğine dikkat ediniz.
(1) üçüncü mef'ûlün bih öğesinin Müfret olarak geldiği örnekler:
1) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، طَالِباً.
2) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، رَجُلاً
ذَكِيّاً.
3) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، أَباً.
4) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، صَدِيقَ عَلِيٍّ.
5) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، صَدِيقاً وَفِيّاً
وأَباً رَحِيماً ورَجُلاً كَرِيماً.
6) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، وَالِدَ خَالِدٍ
وأَخَ مَرْيَم وجَدَّ بَكْرٍ وَابْنَ مُحَمَّدٍ وحَفِيدَ مُصْطَفَى.
7) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، وَالِدَ حَسَنٍ، مُدَرِّساً
مُتَقَاعِداً.
1) Müdüre, Hasan'ın, bir öğrenci
olduğunu haber verdim.
2) Müdüre, Hasan'ın, zeki bir
adam olduğunu haber verdim.
3) Müdüre, Hasan'ın, bir baba olduğunu
haber verdim.
4) Müdüre, Hasan'ın, Ali'nin
arkadaşı olduğunu haber verdim.
5) Müdüre, Hasan'ın, vefakar bir
arkadaş, merhametli bir baba ve cömert bir adam olduğunu haber verdim.
6) Müdüre, Hasan'ın, Halit'in
babası, Meryem'in kardeşi, Bekr'in dedesi, Muhammet'in oğlu ve Mustafa'nın
torunu olduğunu haber verdim.
7) Müdüre, Hasan'ın babasının,
emekli bir öğretmen olduğunu haber verdim.
(2) üçüncü mef'ûlün bih öğesinin
Şibih Cümlesi olarak geldiği örnekler:
1) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، فِي
الصَّفِّ.
2) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، أَمَامَ
الصَّفِّ.
3) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، الْاِمْتِحَانَ، بَعْدَ
سَاعَةٍ.
4) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، هُنَاكَ.
5) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، الرِّحْلَةَ، إلَى إِزْمِير.
1) Müdüre, Hasan'ın, sınıfta olduğunu
haber verdim.
2) Müdüre, Hasan'ın, sınıfın
önünde olduğunu haber verdim.
3) Müdüre, imtihanın, bir saat sonra
olduğunu haber verdim.
4) Müdüre, Hasan'ın, orada olduğunu
haber verdim.
5) Müdüre, gezinin, İzmir'e olduğunu
haber verdim.
(3) üçüncü mef'ûlün bih öğesinin
İsim Cümlesi ve Fiil Cümlesi olarak geldiği örnekler:
1) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، كَتَبَ
الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
2) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، يَكْتُبُ
الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
3) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، يَجْلِسُ وَالِدُهُ
فِي الْحَدِيقَةِ.
4) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، وَالِدُهُ مَرِيضٌ.
5) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، وَالِدُهُ يُدَرِّسُ
الْحِسَابَ فِي مَدْرَسَةٍ خَاصَّةٍ.
6) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، أُمُّهُ
فِي الْمُسْتَشْفَى.
7) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، حَسَناً، أُمُّهُ
صَدِيقَةُ زَيْنَب.
1) Müdüre, Hasan'ın, dersi evde
yazdığını haber verdim.
2) Müdüre, Hasan'ın, dersi evde yazdığını
(yazıyor olduğunu) haber verdim.
3) Müdüre, Hasan'ın babasının,
bahçede oturduğunu (oturuyor olduğunu) haber verdim.
4) Müdüre, Hasan'ın babasının, hasta
olduğunu haber verdim.
5) Müdüre, Hasan'ın babasının, özel
bir okulda matematik öğrettiğini (öğretiyor olduğunu) haber verdim.
6) Müdüre, Hasan'ın annesinin,
hastanede olduğunu haber verdim.
7) Müdüre, Hasan'ın annesinin,
Zeynep'in arkadaşı olduğunu haber verdim.
NOT: Yukarıdaki
cümleler, “haber türleri” dersinde mübteda ve haberden oluşan isim cümlelerine
verilen örneklerin, A’LEME fiilinin ikinci ve üçüncü mef’ûl bih öğeleri olarak
kullanılmış halleridir.
NOT: birinci,
ikinci ve üçüncü mef’ûlleri birbirinden ayırmak için aralarına “virgül” (,)
konulmuştur.
NOT: Aynı anlam ve şartlarda aşağıdaki fiiller de A'LEME fiili gibi kullanılabilirler (yukarıdaki ve aşağıdaki tüm cümlelerin yerine bu fiillerden birini kullanabilirsiniz):
A'leme fiili gibi üç mef'ûlün bih alabilen fiiller: أَنْبَأَ، نَبَّأَ، أَخْبَرَ، خَبَّرَ، حَدَّثَ
Bunlardan biri de أَرَى fiilidir.
ERÂ fiilini "göstermek/anlatmak" sözcükleriyle tercüme etmek mümkün.
أَرَيْتُ الْجَاحِدَ اللهَ حَقّاً.
İnkarcıya, Allah'ın, hak olduğunu gösterdim/anlattım.
ÖNEMLİ BİR BİLGİ: İstenirse (yani tercihe bağlı olmak üzere), ikinci mef'ûlün bih ve üçüncü mef'ûlün bih öğelerini, önlerine ENNE (mastar edatı) getirmek suretiyle MÜEVVEL MASTAR'a dönüştürüp, iki mef'ûl yerine kullanmak da mümkün ve sık kullanılan bir yapıdır (not: anlam açısından herhangi bir değişiklik olmaz). Diğer bir ifadeyle, her isim cümlesi, ENNE ile müevvel mastar yapmak suretiyle A'LEME ve benzeri fiillerin, ikinci ve üçüncü mef'ûlün bih öğelerine karşılık kullanılabilir. Yukarıda verilen cümlelerden bazılarını bu üsluba uyarlayalım:
A'leme Fiilinin ikinci ve üçüncü mef'ûlün bih öğelerine karşılık Müevvel Mastar'ın kullanımı:
1) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً
طَالِبٌ.
2) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً
رَجُلٌ ذَكِيٌّ.
3) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً صَدِيقُ
عَلِيٍّ.
4) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً فِي الصَّفِّ.
5) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً أَمَامَ
الصَّفِّ.
6) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ الْاِمْتِحَانَ بَعْدَ
سَاعَةٍ.
7) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً كَتَبَ
الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
8) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً
يَكْتُبُ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
9) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً وَالِدُهُ
مَرِيضٌ.
10) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً وَالِدُهُ
يُدَرِّسُ الْحِسَابَ فِي مَدْرَسَةٍ خَاصَّةٍ.
11) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً أُمُّهُ
فِي الْمُسْتَشْفَى.
12) أَعْلَمْتُ الْمُدِيرَ، أَنَّ حَسَناً أُمُّهُ
صَدِيقَةُ زَيْنَب.
1) Müdüre, Hasan'ın bir öğrenci
olduğunu haber verdim.
2) Müdüre, Hasan'ın zeki bir adam
olduğunu haber verdim.
3) Müdüre, Hasan'ın Ali'nin arkadaşı
olduğunu haber verdim.
4) Müdüre, Hasan'ın sınıfta olduğunu
haber verdim.
5) Müdüre, Hasan'ın sınıfın
önünde olduğunu haber verdim.
6) Müdüre, imtihanın bir saat sonra olduğunu
haber verdim.
7) Müdüre, Hasan'ın dersi evde yazdığını
haber verdim.
8) Müdüre, Hasan'ın dersi evde yazdığını
(yazıyor olduğunu) haber verdim.
9) Müdüre, Hasan'ın babasının hasta
olduğunu haber verdim.
10) Müdüre, Hasan'ın babasının özel
bir okulda matematik öğrettiğini (öğretiyor olduğunu) haber verdim.
11) Müdüre, Hasan'ın annesinin
hastanede olduğunu haber verdim.
12) Müdüre, Hasan'ın annesinin
Zeynep'in arkadaşı olduğunu haber verdim.
NOT: ikinci mef'ûlün bih ve üçüncü mef'ûlün bih öğeleri, ister daha önce anlatılan örneklerdeki gibi olsun, isterse yukarıdaki gibi müevvel mastar olarak gelsin, her iki üslupta da aralarında anlam açısından herhangi bir farklılık bulunmaz. Fakat, bilindiği gibi, ENNE'nin ismi mansûb, haberi ise merfû olur. Dolayısıyla "ENNE+mansup isim (enne'nin ismi)+merfu isim (enne'nin haberi)" bu bütün, TEK BİR KELİME GRUBUdur ama üç mef'ûlün bih alan fiiller söz konusu olduğunda, ÇİFT MEF'ÛL yerine geçer.
hatırla: Müevvel mastarın, çift mef'ûl yerine geçmesi olgusu, ZANNE için de söz konusudur. Ama Zanne, iki mef'ûlün bih alır ve müevvel mastar BÜTÜN olarak, zanne'nin iki mef'ûlün bih öğelerine karşılık kullanılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder