Mübteda ve haber'den oluşan isim cümlesinin başına gelerek, "bir halden başka bir hale dönüşme" bildiren fiillere sayrûret fiilleri denir. Sayrûret, SÂRA fiilinin mastarıdır.
صَارَ
|
يَصِيرُ
|
صَيْرُورَةٌ
|
Oldu (bir halden başka bir hale dönüştü)
(yani, önceden öyle değildi, sonra öyle oldu/dönüştü)
|
Olur
|
Olmak (dönüşmek)
|
SÂRA fiili, isim cümlesinin önüne geldiğinde mübteda öğesine SÂRA'NIN İSMİ, haber öğesine ise SÂRA'nın haberi denir. SÂRA'nın haberi (kâne ve benzerlerinde olduğu gibi) mansûp olur. Bu durum, haber öğesinin müfret olduğu örneklerde açıkça (lafzen) görülür. Fakat haber öğesi müfret olmadığında, lafzen herhangi bir değişiklik yapılmaz (C türü öğeler, mebnî isim konumunda olup, mahallen irap edilir).
1) محمدٌ فَلَّاحٌ.
2) حَسَنٌ مُهَنْدِسٌ.
3) خَالِدٌ طَبِيبٌ. أَمَّا عَلِيٌّ
فَمُمَرِّضٌ.
1) Muhammet,
bir çiftçidir.
2) Hasan,
bir mühendistir.
3) Halit,
bir doktordur. Ali ise hastabakıcı.
1) صَارَ محمدٌ فَلَّاحاً.
2) صَارَ حَسَنٌ مُهَنْدِساً.
3) صَارَ خَالِدٌ طَبِيباً. أَمَّا
عَلِيٌّ فَصَارَ مُمَرِّضاً.
1) Muhammet,
bir çiftçi oldu (Muhammet artık bir çiftçi).
2) Hasan,
bir mühendis oldu (Muhammet artık bir mühendis).
3) Halit, doktor
oldu. Ali ise hastabakıcı oldu.
1 ـ أ) الشَّابُّ حَارِسٌ.
1 ـ ب) صَارَ الشَّابُّ حَارِساً.
2 ـ أ) الشَّابُّ يَعْمَلُ فِي
الْمَصْنَعِ.
2 ـ ب) صَارَ الشَّابُّ يَعْمَلُ فِي
الْمَصْنَعِ.
3 ـ أ) الْحَارِسُ يَنَامُ فِي الصَّبَاحِ
ويَسْتَيْقِظُ فِي الْمَسَاءِ.
3 ـ ب) صَارَ الْحَارِسُ يَنَامُ فِي الصَّبَاحِ
ويَسْتَيْقِظُ فِي الْمَسَاءِ.
1a) Genç,
bir bekçidir.
1b) Genç,
bekçi oldu.
2a) Genç,
fabrikada çalışıyor.
2b) Genç,
fabrikada çalışır oldu (çalışır hale geldi).
3a) Bekçi,
sabah uyuyor ve akşam uyanıyor.
3b) Bekçi,
sabah uyur ve akşam uyanır hale geldi.
SÂRA
fiilinin haberinin özellikle müfret ya da muzari fiilli fiil cümlesi türünde
gelmesi, çok yaygındır. SÂRA yerine ASBAHA da kullanılabilir. Hatta bu anlamda
(sayruret anlamında) ASBAHA’nın kullanımı çok daha yaygındır.
1) الْمَاءُ بُخَارٌ. أَصْبَحَ الْمَاءُ
بُخَاراً.
2) أَصْبَحْتُ لَا أَخْرُجُ مِنَ
الْبَيْتِ في الليلِ.
3) أَصْبَحَ الرَّجُلُ يَخَافُ مِنَ
الْكَلْبِ.
4) فَحَصَ الطَّبِيبُ الْجَرِيحَ
وَعَالَجَهُ. وَأَصْبَحَ الْجَرِيحُ يَسْتَخْدِمُ يَدَهُ.
5) الْمَاءُ يَصِيرُ جَلِيداً تَحْتَ دَرَجَةِ
الصِّفْرِ مِنَ الْحَرَارَةِ.
6) طلَّابُ كليةِ التربيةِ سَيُصْبِحُونَ
مُدَرِّسِينَ بَعْدَ التَّخُرُّجِ.
7) سَيَفْحَصُ الطَّبِيبُ الْجَرِيحَ
وَسَيُعَالِجُهُ. وَسَيُصْبِحُ الْجَرِيحُ يَسْتَخْدِمُ يَدَهُ.
8) تَخَرَّجَ حَسَنٌ فِي
الْكُلِّيَّةِ وَتَزَوَّجَ مِنْ مُدَرِّسَةٍ وأَصْبَحَ أَباً بَعْدَ سَنَتَيْنِ.
1) Su,
buhardır. Su, buhar haline geldi (buharlaştı).
2) Gece
evden çıkmaz oldum.
3) Adam,
köpekten korkar hale geldi.
4) Doktor,
yaralıyı muayene etti ve onu tedavi etti ve yaralı, elini kullanır hale geldi.
5) Su, sıfır
sıcaklık derecesinin altında buz haline gelir.
6) Eğitim Fakültesi
öğrencileri, mezuniyetten sonra öğretmen olacaklar.
7) Doktor,
yaralıyı muayene edecek ve onu tedavi edecek ve yaralı, elini kullanır hale gelecek.
8) Hasan,
fakülteden mezun oldu ve bir öğretmenle evlendi ve iki yıl sonra, baba oldu.
NOT: Şu fiiller
de SÂRA gibi sayruret anlamında isim cümlesinin önüne getirilebilir. Fakat onların
kullanımları, ASBAHA ve SÂRA kadar değildir.
Sâra gibi
kullanılabilen fiiller: أمْسَى بَاتَ أَضْحَى كَانَ
…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder