diğer bir ifadeyle yüklem türünden (haber, sıfat ve hâl) öğelerin gelebileceği şekiller:
Haber, sıfat ve hâl, yüklem (müsnet) türü öğelerdir. Haber, mübtedanın; sıfat, mevsûfun; hâl ise sahibihâl'in tamamlayıcı öğeleridir. Sıfat da hâl de gerçekte birer yüklemdir. Zira;
"Ağlayan Hasan, evden çıktı." cümlesi gerçekte "Hasan, ağlıyor/ağlayandır." ve "Hasan, evden çıktı." cümlelerinden oluşmuş, "ağlıyan/ağlıyor" yüklemi, yeni kurulan cümlede sıfat olarak kullanılmıştır.
"Hasan, ağlayarak evden çıktı." cümlesi gerçekte "Hasan evden çıktı." ve "Hasan, ağlıyor." cümlelerinden oluşmuş, "ağlıyor" yüklemi, yeni kurulan cümlede hâl olarak kullanılmıştır.
Aşağıdaki yapılar, haber türleri olarak zikredilir. Bunlar, aynı zamanda sıfat ve hâl'in de türleridir.
1) Müfret: Şibih cümlesi ya da cümle (isim cümlesi ve fiil cümlesi) olmayan her tür yapı (isim tamlaması ve sıfat tamlaması da müfret kabul edilir).
2) Şibih Cümlesi: Car+mecrur'dan oluşan yapı ya da zarf (zarflar da genellikle isim tamlaması olarak ortaya çıkarlar. Şu halde, isim tamlamalarından zarf olanlar şibih cümlesi olarak kabul edilir; müfret değil)
3) Cümle: tek bir öğeye karşılık gelen isim cümlesi ve fiil cümlesi
Haber öğesi, tek bir öğedir. Haber öğesi, müfret, şibih cümlesi ya da cümle olarak geldiğinde bu BÜTÜN, tek bir öğeye karşılık kullanılır ve yargı bildirmez; çünkü tek bir öğe, yargı bildirmez. Dolayısıyla yargı bildiren bir yapı, tek bir öğe olarak kabul edilmez.
Aşağıdakiler, haber öğesi farklı şekillerde gelen isim cümlesi örnekleridir.
HABER TÜRLERİ:
(1) Müfret türünden haber örnekleri:
1) حَسَنٌ، طَالِبٌ.
2) حَسَنٌ، رَجُلٌ ذَكِيٌّ.
3) حَسَنٌ، أَبٌ.
4) حَسَنٌ، صَدِيقُ عَلِيٍّ.
5) حَسَنٌ، صَدِيقٌ وَفِيٌّ وأَبٌ رَحِيمٌ ورَجُلٌ كَرِيمٌ.
6) حَسَنٌ، وَالِدُ خَالِدٍ وأَخُ مَرْيَم وجَدُّ بَكْرٍ وَابْنُ مُحَمَّدٍ وحَفِيدُ مُصْطَفَى.
7) وَالِدُ حَسَنٍ، مُدَرِّسٌ مُتَقَاعِدٌ.
1) Hasan, bir öğrencidir.
2) Hasan, zeki bir adamdır.
3) Hasan, bir babadır.
4) Hasan, Ali'nin arkadaşıdır.
5) Hasan, vefakar bir arkadaş, merhametli bir baba ve cömert bir adamdır.
6) Hasan, Halit'in babası, Meryem'in kardeşi, Bekr'in dedesi, Muhammet'in oğlu ve Mustafa'nın torunudur.
7) Hasan'ın babası, emekli bir öğretmendir.
1) حَسَنٌ، فِي الصَّفِّ.
2) حَسَنٌ، أَمَامَ الصَّفِّ.
3) الْاِمْتِحَانُ بَعْدَ سَاعَةٍ.
4) حَسَنٌ، هُنَاكَ.
5) الرِّحْلَةُ إلَى إِزْمِير.
1) Hasan, sınıftadır.
2) Hasan, sınıfın önündedir.
3) İmtihan, bir saat sonra.
4) Hasan, orada.
5) Gezi, İzmir'e.
1) حَسَنٌ، كَتَبَ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
2) حَسَنٌ، يَكْتُبُ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ.
3) حَسَنٌ، يَجْلِسُ وَالِدُهُ فِي الْحَدِيقَةِ.
4) حَسَنٌ، وَالِدُهُ مَرِيضٌ.
5) حَسَنٌ، وَالِدُهُ يُدَرِّسُ الْحِسَابَ فِي مَدْرَسَةٍ خَاصَّةٍ.
6) حَسَنٌ، أُمُّهُ فِي الْمُسْتَشْفَى.
7) حَسَنٌ، أُمُّهُ صَدِيقَةُ زَيْنَب.
1) Hasan, dersi evde yazdı.
2) Hasan, dersi evde yazıyor.
3) Hasan'ın, babası, bahçede oturuyor.
4) Hasan'ın, babası, hastadır.
5) Hasan'ın, babası, özel bir okulda matematik öğretiyor.
6) Hasan'ın, annesi, hastanededir.
7) Hasan'ın, annesi, Zeynep'in arkadaşıdır.
SIFAT TÜRLERİ:
NOT: Sıfat tamlaması, mevsuf+sıfat'tan oluşan bir terkiptir. Bu terkip, kavram bildirir; yargı bildirmez. BÜTÜN olarak tek bir öğeye karşılık kullanılır.
Not: Sıfat, kendisinden önce gelen mevsufun tamamlayıcı bir elemanıdır. Mevsuf marife olduğunda sıfat da marife, nekra olduğunda sıfat da nekra olmalıdır. Aşağıdaki örneklerde her ikisi de nekra olan sıfat tamlamaları (belirtisiz sıfat tamlaması) örneklendirilmiştir.
(1) Müfret türünden sıfat örnekleri:
1) طَالِبَةٌ نَاجِحَةٌ
2) رَجُلٌ ذَكِيٌّ
3) صَدِيقٌ وَفِيٌّ
4) أَبٌ رَحِيمٌ
5) رَجُلٌ كَرِيمٌ
6) مُدَرِّسٌ مُتَقَاعِدٌ
1) başarılı bir öğrenci
2) zeki bir adam
3) vefakar bir arkadaş
4) merhametli bir baba
5) cömert bir adam
6) emekli bir öğretmen
(2) Şibih cümlesi türünden sıfat örnekleri:
not: şibih cümlesini sıfat olarak kullanmak çok kolay. nekra bir isimden sonra şibih cümlesini getirirsek, otomatik olarak sıfat yapmış oluruz. Çünkü şibih cümlesi, bütün olarak NEKRA konumundadır.
1) رَجُلٌ فِي الصَّفِّ
2) طَالِبَةٌ أَمَامَ الصَّفِّ
3) اِمْتِحَانٌ قَبْلَ سَاعَةٍ
4) رَجُلٌ منْ إِزْمِير
1) sınıftaki bir adam (sınıfta olan bir adam)
2) sınıfın önündeki bir öğrenci (sınıfın önünde olan bir öğrenci)
3) bir saat önceki bir imtihan
4) İzmir'den bir adam (İzmirli bir adam)
(3) İsim cümlesi ve Fiil cümlesi türünden sıfat örnekleri:
not: fiil cümlesi ya da isim cümlesini sıfat olarak kullanmak çok kolay. nekra bir isimden sonra fiil cümlesi ya da isim cümlesini getirirsek, otomatik olarak sıfat yapmış oluruz. çünkü fiil cümlesi ya da isim cümlesi, bütün olarak NEKRA konumundadır. Yeter ki, sıfat olarak gelen isim cümlesinde ya da sıfat olarak gelen fiil cümlesinde, mevsufla bağlantılı bir zamir bulunsun.
1) رَجُلٌ كَتَبَ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ
2) رَجُلٌ يَكْتُبُ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ
3) رَجُلٌ يَجْلِسُ وَالِدُهُ فِي الْحَدِيقَةِ
4) رَجُلٌ وَالِدُهُ مَرِيضٌ
5) رَجُلٌ وَالِدُهُ يُدَرِّسُ الْحِسَابَ فِي مَدْرَسَةٍ خَاصَّةٍ
6) رَجُلٌ أُمُّهُ فِي الْمُسْتَشْفَى
7) رَجُلٌ أُمُّهُ صَدِيقَةُ زَيْنَب
1) dersi evde yazan bir adam
2) dersi evde yazan (yazmakta olan) bir adam
3) babası, bahçede oturan bir adam
4) babası hasta olan bir adam
5) babası, özel bir okulda matematik öğreten bir adam
6) annesi hastanede olan bir adam
7) annesi, Zeynep'in arkadaşı olan bir adam
NOT: Belirtili sıfat tamlaması yapılmak istenirse marife mevsuftan sonra gelen sıfatı da marife yapmak gerekir. Bir ismi marife yapmanın akla gelen ilk yolunun onu, EL takılı hale getirmek olduğu hatırlanmalıdır. Örnekler:
1) الرَّجُلُ الذَّكِيُّ
2) المُدَرِّسُ المُتَقَاعِدُ
1) zeki öğrenci
2) emekli öğretmen
Eğer marife bir mevsuftan sonra gelen şibih cümlesini ya da fiil cümlesini veyahut isim cümlesini sıfat yapmak istiyorsak bunları da marife yapmak gerekir. Bir C'yi (şibih cümlesini. fiil cümlesini, isim cümlesini) marife yapmanın yolu ise başına ELLEZİ türünden bir ism-i mevsul getirmektir. Örnekler:
1) الرَّجُلُ الَّذِي فِي الصَّفِّ
2) الرَّجُلُ الَّذِي كَتَبَ الدَّرْسَ فِي الْبَيْتِ
3) الرَّجُلُ الَّذِي أُمُّهُ فِي الْمُسْتَشْفَى
1) sınıftaki adam (sınıfta olan adam)
2) dersi evde yazan adam
3) annesi hastanede olan adam
not: bu dersteki amacımız haberi, sıfatı ya da hâl öğesini anlatmak değil; sadece, türlerini göstermektir. ilgili konu anlatımlarında haber, sıfat ve hal öğelerine yeterince örnek verilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder