Aşağıda, ismin kullanım halleri verilmiştir:
1) "EL" takılı hâli (Not: "EL" takılı bir isim, tenvîn almaz).
2) Muzâf hâli (Not: Muzâf halindeki bir isim, el takısı almaz, tenvin almaz, ikil ve çoğul nûnu almaz)
3) Yalın hâli (Not: Yalın hâlindeki bir isim, -gayrımunsarif değilse- tenvin alır.
Yukarıdaki hususlar, bir ismi cümle (ya da terkip) içinde kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlardır. Bir ismi cümle içinde kullanırken dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da ismin yapısal anlamlarıdır (belirlilik düzeyi / sayı değeri / türü / irab yönü).
MuhammedUN / MuhammedEN / MuhammedİN (مُحَمَّدٌ / مُحَمَّداً / مُحَمَّدٍ): Tenvîn almıştır, çünkü ismin yalın halindedir.
ZeynebU / ZeynebE / ZeynebE (زَيْنَبُ / زَيْنَبَ / زَيْنَبَ) : İsmin yalın halinde olmasına rağmen, tenvîn almamıştır, çünkü, gayrımunsariftir.
İsimlerin sonundaki harekeyi (damme / fetha / kesra) değiştiren şey, ismin terkip ya da cümle içinde kullanıldığı yeri/konumunu gösterir. Yani bir ismin harekesini belirleyebilmek için hangi kelime grubunun elemanına ya da hangi öğeye karşılık geldiği bilinmelidir.
Örneğin, isim tamlamasının muzafunileyh elemanına karşılık gelen kelime mecrûr olacaktır.
كِتَابُ مُحَمَّدٍ قَدِيمٌ.
كِتَابُ الطَّالِبِ جَدِيدٌ.
هَذَا كِتَابُ طَالِبٍ.
كِتَابُ مَرْيَمَ عَرَبِيٌّ.
كِتَابُ مَرْيَمَ عَرَبِيٌّ.
Muhammed'in kitabı eskidir.
Öğrencinin kitabı yenidir.
Bu, bir öğrencinin kitabı.
Meryem'in kitabı, Arapçadır.
Not: Örneklerde muzafunileyh elemanları, mecrûr olarak gelmiştir.
(Not: Meryem, tenvin almamıştır ve kesra yerine fetha almıştır. Çünkü Meryem sözcüğü, gayrımunsariftir.)
Öğrencinin kitabı yenidir.
Bu, bir öğrencinin kitabı.
Meryem'in kitabı, Arapçadır.
Not: Örneklerde muzafunileyh elemanları, mecrûr olarak gelmiştir.
(Not: Meryem, tenvin almamıştır ve kesra yerine fetha almıştır. Çünkü Meryem sözcüğü, gayrımunsariftir.)
أَخَذْتُ الْكِتَابَ مِنْ مُحَمَّدٍ.
سَلَّمْتُ عَلَى رَجُلٍ.
Kitabı, Muhammet'ten aldım.سَلَّمْتُ عَلَى رَجُلٍ.
Bir adama selam verdim.
Not: Örneklerde harficerlerden sonraki isimler, mecrûr olarak gelmiştir.
Örneğin, mecrûr bir mevsûfun sıfatı da mecrûr olacaktır.
هَذَا كِتَابٌ قَدِيمٌ.
قَرَأْتُ كِتَاباً جَدِيداً.
سَلَّمْتُ عَلَى رَجُلٍ سِيوَاسِيٍّ.
Bu, eski bir kitaptır.Yeni bir kitap okudum.
Sivaslı bir adama selam verdim.
Not: Sıfat olarak gelen elemanlar, mevsûf gibi mecrûr olarak gelmişlerdir.
Cümle öğesini belirlemek, cümleyi anlamıza yardımcı olacağı gibi, onun hangi harekeyi alacağını belirlememize de yardım olur. Örneğin fiillerin özneleri her zaman merfû gelir.
خَرَجَ مُحَمَّدٌ مِنَ الصَّفِّ.
قَرَأْتُ الْكِتَابَ.
وَصَلْتُ إِلَى الْبَيْتِ مَسَاءً.
Muhammet, sınıftan çıktı.
Kitabı okudum.
Eve akşam ulaştım.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:
Bir ismi cümle içinde kullanırken, ismin hem kullanım halleri hem de daha önce de belirtildiği gibi ismin yapısal anlamları her zaman akılda tutulmalıdır. Aşağıdaki soruları bu çerçevede düşününüz?
1) İsmi nekra mı marife mi yapmalıyım?
2) İsmi tekil mi ikil mi çoğul mu yapmalıyım?
3) İsim müzekker midir müennes mi? İsmi müzekker mi yapacağım müennes mi?
4) İsmin son harfini nasıl harekeleyeceğim? İsim, terkibin hangi elemanına ya da cümlenin hangi öğesine karşılık gelmektedir?
5) İsmin önünde el takısı var mıdır?
6) İsim muzâf halinde midir yoksa yalın halinde mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder