Kem-i haberiyye (kaç?) / kem-i istifhamiyye (nice!)
Kem-i İstifhâmiyye: KEM, miktarı ve neliği belirsiz (müphem),
sayı bildiren bir sözcüktür; kendisinden kastedilen şeyi açıklayacak bir isme
(temyize) ihtiyaç duyar (kaç öğrenci? / nice öğrenci! gibi). “KAÇ” anlamına
geldiğinde (yani soru cümlesinde) KEM sözcüğünün temyizi, -genellikle- müfret,
nekra ve mansup olur.
كَمْ طَالِباً فِي الصَّفِّ؟
|
ـ فِي الصَّفِّ طَالِبانِ.
|
Sınıfta kaç öğrenci var?
Sınıfta iki öğrenci var.
|
كَمْ طَالِباً نَجَحَ فِي
الْاِمْتِحَانِ؟
|
ـ نَجَحَ فِي الصَّفِّ طَالِبانِ.
|
Sınavda kaç öğrenci başarılı
oldu?
Sınavda iki
öğrenci başarılı oldu.
|
كَمْ طَالِباً رَأَيْتَ فِي
الصَّفِّ؟
|
ـ رَأَيْتُ فِي
الصَّفِّ طَالِبيْنِ.
|
Sınıfta kaç öğrenci gördün?
Sınıfta iki
öğrenci gördüm.
|
Not: “Kem+Temyizi”, isim tamlamasının muzafun ileyh elemanı
olarak da kullanılabilir (‘KAÇ YAZAR’ın kitabı gibi).
رِوَايَةَ كَمْ
كَاتِباً قَرَأْتَ؟
|
Kaç
yazarın romanını okudun?
|
وَالِدُ كَمْ طَالِباً حَضَرَ الْاِجْتِمَاعَ؟
|
Kaç öğrencinin
babası, toplantıya katıldı?
|
عَلَى وَالِدِ كَمْ
طَالِباً سَلَّمْتَ؟
|
Kaç
öğrencinin babasına selam verdin?
|
مِنْ شُرْطِيِّ كَمْ
دَوْلَةً فَرَرْتَ؟
|
Kaç devletin
polisinden
kaçtın?
|
مَعَ كَمْ مُدِيراً جَلَسْتَ؟
|
Kaç müdürle
birlikte oturdun?
|
فَوْقَ كَمْ شَجَرةً هَبَطتْ
الطُّيُورُ؟
|
Kuşlar, kaç ağacın üzerine kondu?
|
رَأْيَ كَمْ خَبِيراً أَخَذْتَ؟
|
Kaç
uzmanın görüşünü aldın?
|
قِرَاءَةَ كَمْ كِتَاباً أَتْمَمْتَ؟
|
Kaç
kitabın okumasını tamamladın?
|
Not: KEM sözcüğünün başında herhangi bir harf-i cer
bulunursa, KEM sözcüğünden sonra gelen ismi (temyizi) MANSUP da yapabiliriz,
gizli bir MİN ile mecrur da yapabiliriz (tercihimize kalmış: caiz).
بِكَمْ
لِيرَةً/لِيرَةٍ اشْتَرَيْتَ الْقلَمَ؟
|
Kalemi, kaç
liraya satın aldın?
|
عَلَى كَمْ
طَالِباً/طَالِبٍ سَلَّمْتَ فِي الطَّرِيقِ؟
|
Yolda, kaç
öğrenciye selam verdin?
|
مِنْ كَمْ
رَجُلاً/رَجُلٍ أَخَذْتُ دَيْناً؟
|
Kaç adamdan borç
aldın?
|
إِلَى كَمْ
مَدِينَةً/مَدِينَةٍ سَافَرْتَ؟
|
Kaç şehre seyahat
ettin?
|
عَنْ كَمْ
بَيْتاً/بَيْتٍ ابْتَعَدْتَ؟
|
Kaç evden uzaklaştın?
|
مُنْذُ كَمْ يَوْماً/يَوْمٍ انْتَقَلْتَ إِلَى إِزْمِيرَ؟
|
Kaç
gün önce İzmir’e taşındın?
|
مُنْذُ كَمْ سَنَةً/سَنَةٍ
تُقِيمُ فِي إِسْتَانْبُولَ؟
|
Kaç
yıldan beri, İstanbul’da oturuyorsun?
|
مِنْ كَمْ شُرْطِيِّ
دَوْلَةٍ فَرَرْتَ؟
|
Kaç devlet polisinden kaçtın?
|
مِنْ كَمْ شُرْطِيَّ
دَوْلَةٍ فَرَرْتَ؟
|
Kaç devlet polisinden kaçtın?
|
Not: KEM’den sonra gelen isim yani temyiz,
belirtisiz sıfat tamlaması da olabilir; belirtisiz isim tamlaması da.
كَمْ
رَجُلاً سِوَاسِيّاً، رَأَيْتَ؟
Kaç Sivaslı adam,
gördün?
|
كَمْ
رَجُلَ عِلْمٍ، رَأَيْتَ؟
Kaç ilim adamı gördün?
|
كَمْ
طَالِباً يَنَامُ، رَأَيْتَ؟
Uyuyan kaç öğrenci,
gördün?
|
كَمْ
رَجُلَ عِلْمٍ خَانَ وَطَنَهُ، رَأَيْتَ؟
Vatanına ihanet eden kaç ilim
adamı, gördün?
|
Not: KEM-i istifhamiyye’nin bulunduğu cümlede yüklem,
fiil ise, bu fiil, mazi fiil de olabilir muzari fiil de. Kastedilen zamana göre
mazi ya da muzari fiil kullanılır. Ama aşağıda da değinileceği üzere kem-i
haberiyye’de yüklem, fiil ise, bu fiil, sadece mazi siygalı olabilir.
كَمْ
طَالِباً، سَيُسَافِرُ؟
Kaç öğrenci,
seyahat edecek?
|
كَمْ
طَالِباً، سَافِرُ؟
Kaç öğrenci,
seyahat etti?
|
كَمْ
طَالِباً، يَدْرُسُ هُنَا؟
Burada, kaç öğrenci, okuyor?
|
Not: Kapalılık olmadığı sürece kem’in temyizi
düşürülebilir.
كَمِ السَّاعَةُ؟
Saat kaç?
|
بِكَمِ الْكِتَابُ؟
Kitap,
kaça?
|
كَمْ مَعَكَ
مِنْ كِتَابٍ؟
Yanında kaç kitap var?
|
كَمْ مَعَكَ
كِتَاباً؟
Yanında kaç kitap var?
|
Kem-i haberiyye (NİCE!): KEM, sadece soru sormak için
değil, aynı zamanda “çokluk” bildirmek için de kullanılabilir. Bu durumda KEM’den,
kem-i haberiyye diye söz edilir ve “NİCE” sözcüğüyle tercüme edilebilir. Kem-i
haberiyye’nin, kendisinden sonra gelen temyizi, tekil ya da çoğul gelebilir ve
tekil ya da çoğul olan temyizinin önüne min harfi cerri getirilebilir ya
da getirilmeyebilir.
1) كَمْ طَالِبٍ فِي الصَّفِّ!
|
2) كَمْ مِنْ طَالِبٍ فِي
الصَّفِّ!
|
Sınıfta, nice
öğrenci/ler var!
|
3) كَمْ طُلَّابٍ فِي الصَّفِّ!
|
4) كَمْ مِنْ طُلَّابٍ فِي
الصَّفِّ!
|
|
كَمْ
شَهِيدٍ فِي الْجَنَّةِ!
|
كَمْ
شُهَدَاء فِي الْجَنَّةِ!
|
Cennette, nice
şehit/ler var!
|
كَمْ
مِنْ شَهِيدٍ فِي الْجَنَّةِ!
|
كَمْ
مِنْ شُهَدَاء فِي الْجَنَّةِ!
|
Aşağıdaki cümleler, içinde kem-i istifhâmiyye (KAÇ?) geçen yukarıdaki soru cümlelerin, içinde kem-i haberiyye (NİCE!: çok) geçen haberî kipe dönüştürülmüş halidir. Not: Aşağıdaki cümlelerin tercümesinde, soru cümlelerinde geçen “KAÇ” ifadesini, “NİCE” sözcüğüyle yer değiştirmek yeterlidir. “NİCE” anlamına gelen KEM’in kullanıldığı cümleye, cevap verilmez. Çünkü soru cümlesi değildir.
كَمْ
طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ فِي الصَّفِّ!
Sınıfta nice öğrenci var!
|
كَمْ
طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ نَجَحَ فِي الْاِمْتِحَانِ!
Sınavda nice öğrenci
başarılı oldu!
|
كَمْ
طَالِبٍ/مِنْ
طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ رَأَيْتَ فِي
الصَّفِّ!
Sınıfta nice öğrenci gördün!
|
بِكَمْ
لِيرَةٍ/مِنْ لِيرَةٍ/لِيرَاتٍ/مِنْ لِيرَاتٍ
اشْتَرَيْتَ
الْقلَمَ!
Kalemi nice lirayla satın aldın!
|
عَلَى
كَمْ طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ سَلَّمْتَ فِي الطَّرِيقِ!
Yolda, nice
öğrencilere selam
verdin!
|
مِنْ
كَمْ رَجُلٍ/مِنْ رَجُلٍ/رِجَالٍ/مِنْ رِجَالٍ
أَخَذْتُ دَيْناً!
Nice adamlardan borç aldım!
|
إِلَى
كَمْ مَدِينَةٍ/مِنْ مَدِينَةٍ/مُدُنٍ/مِنْ مُدُنٍ
سَافَرْتَ!
Nice şehirlere seyahat ettin!
|
عَنْ
كَمْ بَيْتٍ/مِنْ بَيْتٍ/بُيُوتٍ/مِنْ بُيُوتٍ
ابْتَعَدْتَ!
Nice evlerden uzaklaştın!
|
مُنْذُ كَمْ يَوْمٍ/مِنْ يَوْمٍ/أَيَّامٍ/مِنْ أَيَّامٍ انْتَقَلْتَ إِلَى إِزْمِيرَ!
Nice günler önce İzmir’e göçtün!
|
رِوَايَاتِ
كَمْ كَاتِبٍ/مِنْ كَاتِبٍ/كُتَّابٍ/مِنْ كُتَّابٍ قَرَأْتَ!
Nice yazarların romanlarını okudun!
|
وَالِدُ
كَمْ طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ حَضَرَ الْاِجْتِمَاعَ!
Nice öğrencinin babası toplantıya katıldı!
|
عَلَى
وَالِدِ كَمْ طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ سَلَّمْتَ!
Nice öğrencilerin babasına selam verdin!
|
مِنْ
شُرْطِيِّ كَمْ دَوْلَةٍ/مِنْ دَوْلَةٍ/دُوَلٍ/مِنْ دُوَلٍ فَرَرْتَ!
Nice devletlerin polisinden kaçtın!
|
مَعَ
كَمْ مُدِيرٍ/مِنْ مُدِيرٍ/مُدِيرِينَ/مِنْ مُدِيرِينَ جَلَسْتَ!
Nice müdürlerle birlikte oturdun!
|
فَوْقَ كَمْ شَجَرَةٍ/مِنْ شَجَرَةٍ/أَشْجَارٍ/مِنْ
أَشْجَارٍ هَبَطتْ
الطُّيُورُ!
Kuşlar, nice
ağaçların üzerine kondu!
|
أَقْلَامَ
كَمْ طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ كَسَرْتُ!
Nice öğrencinin kalemlerini kırdım!
|
سَعَادَةَ
كَمْ طَالِبٍ/مِنْ طَالِبٍ/طُلَّابٍ/مِنْ طُلَّابٍ شَهِدْتُ بَعْدَ الْاِمْتِحَانِ؟
Sınavdan sonra, nice öğrencilerin mutluluğuna şahit oldum!
|
|
كَمْ
قُلْتُ لَكَ "اِجْتَهِدْ
وَلَا تُهْمِلْ دُرُوسَكَ"!
Sana, kaç kere “çalış, derslerini ihmal etme” dedim!
|
كَمْ مَرَّةٍ/مِنْ
مَرَّةٍ/مَرَّاتٍ/مِنْ مَرَّاتٍ قُلْتُ لَكَ!
Sana, kaç kere dedim!
|
Not: Görüleceği üzere KEM’in içinde bulunduğu terkip,
temyiz grubu (“kem+temyiz”), cer grubu (“harf-icer+kem+temyiz”) ya da isim
tamlaması (“muzaf+kem+temyiz”) olarak gelebilmektedir. KEM’in, bazen, müfret
kullanımı (tek başına) da söz konusudur. Kem-i haberiyye’nin kullanıldığı
cümlede yüklem, fiil ise bu fiil, mazi siygalı olmak zorundadır. Kem-i
istifhamiyye’de ise böyle bir kısıtlayıcı şart yoktu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder