27 Ağustos 2025 Çarşamba

Arapça Sınavlara girmeden önce kendini burada dene: 100e yakın sınav

 

Arapça Öğrenmeye Yeni Başlayanlar İçin 4 adet sınav linki

 

 

Arapçaya yeni başlayanlar için 25 adet sorudan oluşan bir sınav Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 1 

https://docs.google.com/forms/d/1wucXY4xAchLwcTnAdRxzflJTeYq1iyPXh_TK8BXKyZA ​​​​​​​  


Arapçaya yeni başlayanlar için 25 adet sorudan oluşan bir sınav Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 2

https://docs.google.com/forms/d/1dBU14KLWQfYY56c6fIBTmX4_7FYa-CbTytQhvokgQAI 

 

Arapçaya yeni başlayanlar için 25 adet sorudan oluşan bir sınav Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 3

https://docs.google.com/forms/d/1dyv539WZAu_K7ioRw6szA-8g7CQ6HmqaQNny9D92ci8 

 

Arapçaya yeni başlayanlar için 25 adet sorudan oluşan bir sınav Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 4

https://docs.google.com/forms/d/1dMctdhDhSgF23fxO8BvqD7OB1-RFec3ILg3SRuJxF6o 

 


Arapça Öğrenmeye Yeni Başlayanlar İçin 5 adet yeni sınav linki

 

Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 5 için aşağıdaki linki tıklayın, kendinizi sınayın. Başarılar.

https://docs.google.com/forms/d/10xl6ezANWxm8jAYiPbEs2u0pDDYT-rHf9QhLUivixKI

 Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 6 için aşağıdaki linki tıklayın, kendinizi sınayın. Başarılar.

https://docs.google.com/forms/d/194Ky0swCdMgI_jAbS1bGEr6E8o9HO-RU3KyttUD7sNU

 Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 7 için aşağıdaki linki tıklayın, kendinizi sınayın. Başarılar.

https://docs.google.com/forms/d/1SAaru_oqjXXwOq4XQvFtZGF4DaacsLzhL6LuQIZubXU

Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 8 için aşağıdaki linki tıklayın, kendinizi sınayın. Başarılar.

https://docs.google.com/forms/d/1v-oSGp0dtReJda3b2rFOdI03iXoDOEHeMNd1PkE1VsA

Yeni baslayanlar icin Arapca Sinav 9 için aşağıdaki linki tıklayın, kendinizi sınayın. Başarılar.

https://docs.google.com/forms/d/13pkmmvFW72HsgC_3PvGY5OH2gz0C1ZOligNvGBhiDR4


bir çevirmen olarak DİL, anlatma, anlama ve gizleme dahil bir çok işlevi yerine getirir

 

Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ve Oku Okut Derneği işbirliği ile düzenlenen, 5. Türkiye Sosyal Bilimler Sempozyumu, 15. Oturumuna hoş geldiniz.

Konuşan bir canlı olduğu için insan (el-İnsânu hayevânun nâtıkun), dilin önemine dair çok şey söylenmiş, söylenmekte ve söylenecektir. Dil, bunu hak ediyor. Arap Dili ve Belagatı adlı bu oturumda, biri şiir diğeri romanla ilgili iki sempozyum bildirisi bulunduğu için onlarla da bağlantı kurarak, önsöz niteliğinde ben de şunları söylemek isterim:


İbn Cinnî’nin de belirttiği üzere “Dil, her toplumun, kendi duygu ve düşüncelerini kendisiyle dile getirdiği seslerdir”. Dil, bir çeviri aracıdır ve çeviri, bir aktarımdır. Nitekim dil de içimizdeki duygu ve düşünceleri sese büründürerek, dışarı aktarır. Duygu ve düşünceleri aktarırken birey, bildiği dili, bir çevirmen gibi kullanır. Arap, Arapçayı; Türk, Türkçeyi kullanır ya da Türk, biliyorsa Arapçayı, kendisine tercüman kılar. (Cahız’ın da belirttiği üzere “Manalar, ortadadır; umumun malıdır; onu, söze büründüren insandır. İfade tarzını, konuşmacı seçer.”) Bu süreçte hem birey, dile müdahale eder, hem de dilin engellemesine ya da sınırlandırmasına maruz kalır.

 

Öte taraftan birey, ister şair olsun ister hatip isterse yazar, dile hizmet eder, dili zenginleştirir ama aynı zamanda dil de bireyin ufkunu genişletir ve onun önüne yeni ufuklar açar. Birey, dile ne kadar hâkimse, dil de tüm imkanlarını ona sunar. Dolayısıyla dili kullanmak da beceri işidir ve bireyler, birbirinden bu yetenek konusunda farklılık arz ederler. Malzemesi dil olmasına rağmen şairler, hatipler ve yazarlar ya da söyledikleri/ yazdıkları şiirler ve romanlar arasında karşılaştırma yapıldığını duymuşuzdur. Örneğin, şu şair, döneminin en iyi şairidir/şairler şairidir (Huve, eş’aru’ş-şuârâi), gibi.

 

Bir aktarım aracı olan dilin varlığı, tarafların varlığını zorunlu kılmaktadır. Burada taraflar, bireylerden oluşan toplumdur. Dil, bireylere verdiği kısmî özgürlük  yanında toplumun uzlaşısını da onlara zorlar. Toplumun yerleşik uzlaşısını yok saymak, dilin kendini gerçekleştirmesine (işlevselliğine) engel olacaktır. İster kelimelerin taşıdığı anlam açısından olsun, ister kelimelerin bir araya getirilerek öbekler oluşturulmasında veyahut cümlelerin kuruluşunda olsun dilin, o toplumun ortak birikiminin bir parçası olduğu ve yalnızca bireyin değil, toplumun da duygularını ve düşüncelerini tercüme eden bir ayna olduğu unutulmamalıdır. Bu durum, deyim ve atasözlerinde çok daha belirgindir.

 

İçinde yaşadığımız evrende birbirine benzer duygu ve düşünceler yanında, birbirinden farklı deneyimlerin de yaşandığı olur ve bütün bunlar, dil aracılığıyla dile gelir. Bir toplumun bireyleri arasındaki anlam dünyası birbirinden çok farklı olmasa da bu farklılığı, toplumlar arasında daha çok görürüz. Bu farklılıklar, gelenek ve göreneklerde olduğu gibi özellikle deyim ve atasözlerinde ortaya çıkar, denilse yanlış olmaz sanırım.

 

Bütün bunlar, dilin, yalnızca bireysel bir iletişim aracı değil, aynı zamanda toplumları ayakta tutan bir bağ olduğunu da gösterir. Nitekim dilin varlığı, toplumun varlığını zorunlu kılar. Dil de toplumu ayakta tutar. (Adaleti, devleti ayakta tutmak için, dilin muhafaza edilmesine ve doğru kullanılmasına dair Konfüçyüs’ün sözü/yaklaşımı burada hatırlanmalıdır. O, yönetici olsam, en çok dile önem verirdim, diyor) Zira kültürler, değerler, gelenekler ve bilgiler, gelecek nesillere yine dil aracılığıyla aktarılır. Bu noktada dil, taşıyıcılık işlevini de yerine getirmektedir. Bu yönüyle dil, hem bireyin hem de toplumun tercümanıdır.

 

Dilin çokça işlevi vardır. Tamam. “Dil, ne işe yarar?” diye sorduğumuzda verilecek cevaplardan biri, onun, duygu ve düşüncelerimizi dile getirmenin en önemli araçlarından biri olduğu şeklindedir. Doğrudur. Ama dilin yerine getirdiği görevlerden bir diğeri ise gizlemektir. Biz, bazen duygu ve düşüncelerimizi gizleme yoluna da gideriz; bazen açıkça, bazen de kapalı bir şekilde. Konuşurken ya da yazarken, bazen duygu ve düşüncelerimizi doğrudan ve açıkça aktarırız, bazen ise şu ya da bu sebeple, DOLAYLI BİR ANLATIMA başvururuz. Öte taraftan, bazen sözü uzatırız, bazen kısa tutarız. Bazen teşbihe, mecaza başvururuz, bazen başkaca söz sanatları da kullanırız; hem söyleyişe estetik, hem de anlama incelik katarız.

 

Bir dili konuşan bireyler arasında anlam dünyası farklılığı, yadırganmamalıdır. Sonuçta insan, belli bir toplum içinde olsa bile onun biricikliğini ve birey yönünü de inkar edemeyiz. Nitekim dil açısından baktığımızda ister şiir olsun ister roman, aynı konuda ama birbirinden farklı çokça eserin ortaya çıktığı görülür.

 

Buraya kadar söylediklerim, dilin ANLATMAya yönelik yönü hakkındaydı. Dilin, bir de ANLAMA yönü var. Anlarken de dilden yardım alırız.

 

Yazar, şair ya da konuşmacı tarafından bir söz ya da şiir söylendikten veyahut roman ya da hikaye yazıldıktan sonra artık muhatapların, onun şifrelerini çözmesi gerekir. Üstelik, dil aracılığıyla dile gelmiş söz/şiir/roman, bazen başka dillere de aktarılır. Bu da bir çeviridir ve her bir çeviri, aynı zamanda yine bir şifre çözümüdür. (İş, aslında bu kadar basit değil. Çokanlamlılık olgusu diye bir şeyi biliyoruz ve iletişimsizlik sorununu sık sık ve hepimiz yaşıyoruz. Her neyse, uzatmayayım.)

 

Şiir ya da nesir, bir metnin veyahut bir sözün, NEYİ anlattığı yanında NASIL anlattığı da önemlidir. Bugün bu oturumda, her ikisi de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı'nın öğrencisi olan araştırmacılar tarafından sunulacak iki bildiri var. Her iki bildiri de mana ve duygunun nasıl anlatıldığı üzerinde durmaktadır. Bu bildirilerden biri, bir şairi ve şiirini, diğeri ise bir romanı ve roman içinde geçen deyim ve kalıp ifadelerin başka bir dile çevirisini konu edinmektedir.

 

1 Selimhan ACAR, “Mona Baker’in Eşdeğerlik Kuramı Bağlamında Alâ el-Asvânî’nin Yakupyan Apartmanı Adlı Romandaki Deyimler ve Kalıp İfadelerin Çevirisi” adlı bildirisini sunacaktır.

Araştırmacı, bu sunumunda Avi Pardo tarafından İngilizceden Türkçeye tercüme edilen “İmâratu Yâkûbyân” adlı Arapça romandaki deyim ve kalıp ifadelerin çevirilerini, Mona Baker'in eşdeğerlik kuramı bağlamında inceleme konusu yapacaktır. Buyrun.

 

20 dakika içinde bildirisini sunan Selimhan ACAR, Avi Pardo tarafından İngilizceden Türkçeye tercüme edilen “İmâratu Yâkûbyân” adlı Arapça romandaki deyim ve kalıp ifadelerin çevirilerini, Mona Baker'in eşdeğerlik kuramı bağlamında inceleme konusu yapmıştır. Bu çerçevede romanın yazarı ve eserleri hakkında bilgi vermiş ve romanda geçen 10 kalıp ya da deyimi değerlendirme konusu yapmıştır. Kendisine teşekkür ediyorum.

 

2 Ebubekr Fethurrahman Muhammed AHMED, “Sudanlı Şair et-Ticânî Yûsuf Beşîr’in Edebiyatı: Betimsel ve Analitik Bir İnceleme” adlı bildirisini sunacaktır.

Araştırmacı, bu sunumunda, henüz 25 yaşındayken 1937 yılında hayatını kaybeden, tasavvufî ve felsefî bir yönü de bulunan, modern Sudan şiirinin kurucu ve en önemli seslerinden biri olarak kabul edilen et-Ticânî Yûsuf Beşîr’in (1912-1937) edebî şahsiyetini ve şiir dünyasını, şairin tek divanı olan İşrâka’daki şiirlerinden yola çıkarak ortaya koymaya çalışacaktır. Buyrun.

 

20 dakika içinde bildirisini sunan Ebubekr Fethurrahman Muhammed AHMED, et-Ticânî’nin şiirlerini, Arap belâgatinin üç temel disiplini olan Bedî‘, Beyân ve Meânî ilimleri ışığında tahlil etmeye çalışmıştır. Bu çerçevede cinas, tıbâk, secî, teşbîh, istiâre, kinâye, mecâz-ı aklî, îcâz, itnâb, takdîm-te’hîr, inşâ kipi, kasr ve udûl olmak üzere toplam 13 sanata, şairin divanından birer örnek vermiştir. Kendisine teşekkür ediyorum.